بَاب
تَفْرِيقِ
الْوُضُوءِ
66. Abdest Alırken
Abdeste Ara Vermek
148
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ
مَعْرُوفٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
عَنْ جَرِيرِ
بْنِ حَازِمٍ
أَنَّهُ
سَمِعَ
قَتَادَةَ
بْنَ دِعَامَةَ
حَدَّثَنَا
أَنَسُ بْنُ
مَالِكٍ
أَنَّ رَجُلًا
جَاءَ إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَقَدْ
تَوَضَّأَ
وَتَرَكَ
عَلَى
قَدَمِهِ
مِثْلَ
مَوْضِعِ الظُّفْرِ
فَقَالَ لَهُ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ارْجِعْ فَأَحْسِنْ
وُضُوءَكَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد هَذَا
الْحَدِيثُ
لَيْسَ
بِمَعْرُوفٍ
عَنْ جَرِيرِ
بْنِ حَازِمٍ
وَلَمْ
يَرْوِهِ
إِلَّا ابْنُ
وَهْبٍ وَحْدَهُ
وَقَدْ
رُوِيَ عَنْ
مَعْقِلِ
بْنِ عُبَيْدِ
اللَّهِ
الْجَزَرِيِّ
عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
عَنْ عُمَرَ
عَنْ
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحْوَهُ
قَالَ
ارْجِعْ
فَأَحْسِنْ
وُضُوءَكَ
Enes b. Malik
(r.a.)'den, demiştir ki: "Bir adam abdest almış, (fakat) ayağı üzerinde
tırnak kadar bir yeri(kuru)bırakmış olduğu halde Rasulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem)'in (huzuruna) geldi. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de
ona; "Dön, abdestini güzelce al" buyurdu."
'Ebu Davud dedi ki: Bu
hadis Cerir b. Hazim’den rivayetle "Ma'ruf" değildir. Ve bu hadisi
Cerir'den sadece ibn Vehb rivayet etmiştir.
Ve (yine) Ma'kil b.
Ubeydullah el-Cezeri, Ebu'z-Zubeyr'den Cabir (r. a.)'den o da Ömer (r. a.)
vasıtasıyla Resul-i Ekrem'den (ibn Vehb rivayetinin) benzerini rivayet
etmiştir. (Bu rivayete göre) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den
abdestini güzelce al." demiştir.
Diğer tahric: Îbn
Mace, tahare
AÇIKLAMA: Bu Hadiste abdest organlarını peşi peşine hiç
ara vermeden yıkamak ile abdest organlarını yıkamaya ara vererek abdest almanın
hükmü söz konusu ediliyor. Bu Hadisi delil getirerek İmam Ebu Hanife (r.a.) ve
İmam Şafii (r.a.) hazretleri abdest organlarını arka arkaya ara vermeden yani
bir abdest organı kurumadan hemen diğerini yıkayarak abdesti bitirmenin,
abdestin sıhhatinin şartı olmadığını, binaenaleyh yıkamaya ara verilmesinden
dolayı abdestin bozulmayacağını söylemişlerdir. Bu imamlar diyorlar ki;
"Eğer abdest organlarını yıkamaya aralıksız devam etmek şart olsaydı
Rasulullah (s.a.v.) bu adama, "dön abdestini yeni baştan al"
derdi."
Halbuki
Rasulullah (s.a.v.) öyle buyurmamış "haydi dön abdestini güzelce al"
demiştir. "Abdestini güzelce al" sözünün anlamı, abdestini tastamam
al, noksanını tamamla demektir. Yoksa "yeni baştan abdest al" demek
değildir.
Bu
hadisle ifade edilmek istenen, abdest organları üzerinde her hangi bir kuru yer
kalacak olursa, o abdestle namazın olmayacağı, ancak o kuru yer bir müddet
sonra da olsa yıkanınca abdestin tamamlanacağıdır.
Nitekim
lbn Ebi Şeybe'nin Hz. Ali'den naklettiği şu hadis bu imamların görüşünü
kuvvetlendirmektedir. Hz. Ali "Bir adam abdest alırken başını meshetmeyi
unutursa; sakalında bulunan ıslaklığı alır, onunla başını mesheder" dedi.
Bazı
fıkıh alimleri de "dön abdestini güzelce al" sözünden, "dön
abdestini yeni baştan al" manasını çıkarmışlardır ki, Kadı İyaz, Evzai,
Leys, Katade, Maliki ulemasından Abdülaziz b. Ebi Seleme bu görüştedirler. İmam
Şafii'nin eski görüşü de bu merkezde idi. Keza Hanbeli uleması da Malikiler
gibi, "abdest organlarını ara vermeden yıkayarak abdest almanın abdestin
sıhhatinin şartı" olduğunu söylemektedirler. Ancak Malikiler unutarak ara
vermeyi bu hükmün dışında bırakarak, "unutarak abdest organlarının
yıkanmasına ara verilirse veya unutarak kuru kalan bir yer sonradan yıkanırsa
zarar vermez" demişlerdir.
Musannif
Ebu Davud'un ifadesine göre bu hadis ma'ruf değil, bilakis garib hadistir.
Çünkü bu hadisi Katade'den sadece Cerir, Cerir'den de sadece ibn Vehb rivayet
etmiştir.